|
Akıl sağlığının tanımına göz attığımızda bir tür özelliklerden tanımlama görülür:
Duygusal, davranışsal ve sosyal olgunluk veya normallik;
zihinsel veya davranışsal bir bozukluğun olmaması;
kişinin hem kendisi hem de sosyal çevresi için kabul edilebilir içgüdüsel dürtülerinin tatmin edici bir şekilde bütünleştirildiği bir psikolojik iyi olma
durumu;
çevreye ve çevredekilere uygun bir sevgi, çalışma ve boş zaman uğraşları dengesi.
Bu bağlamda dikkat edilecek bir dizi hususun da söz konusu olduğu açık. İlk olarak belki "akıl" sözcüğünün "ruh" sözcüğünün yerini almış olması dikkat
çekmeli. Akıl sağlığı tanımlanırken söz edilen dengeyi simgeler bir resim bulmak kadar ruhun ne olduğunu da bulmak zor. Bin yıllarca kendisinden söz edildi,
ama hala bulunamadı, gözlenemedi.
Tanımda hem birey, hem çevredeki bireyler, hem çevre var. Bunlar biz dizi özellikleri açısından sürekli değişiklik gösteren nesneler. Bu dinamik ortamda gerekli
dinamik dengeyi bulmak olağanüstü zor, birey neden bu olağanüstünü aramaya ve bulmaya kendisini zorlamalı, toplum neden bireyi zorlamalı.
Kişisel istekleri toplumla uyumlu olmayan kişi, özellikle karda yürüyüp de izini belli etmemenin olanakları da varsa, neden toplumun istekleri doğrultusunda
bir çeki düzen versin, ortalamaya yönelsin sorusuna yanıt bulmak çok zordur. İzin elde edilmesinin/belirlenmesinin olasılığı, ahlaki değerler vb. yanıtlar
verilebilir ama en sağlıklı yanıt kişinin içerisinde bulunduğu ortamı ve üzerindeki etkileri tam olarak anlayıp bir tür Nirvana'ya çıkmasıdır.
Gerçek Nirvana idealdir ve genelde her bireyin kendi nirvanası vardır ve her kes kendi nirvanasına çıkar. Gerek çouklukta gerekse yaşlılıkta bireysel
nirvanaların aralarındaki yükselti farkı çok azalır, ama gençlik ve orta yaş arzuların fırtınaları altında geçer. Nirvana ya görülemez, ya da henüz oldukça
uzaklardadır. İdeal görülmeyince ölçü de kayar.
Bireyi çocukluktan bir gerçek Nirvana'ya hazırlamanın tek olası yolu din benzeri bir olgu olmalı, ama gerçek Nirvana bir tanımlanabilse. Bu dinamik ortamda
tanımı zor, bulanın bugün tanımladığı yarının ortamına uyamayabiliyor ve sonuçta ideallere hiç uzun vadeli erişim olmadı, hiç bir ütopya ayakta kalmadı.
|
Değişme önce zihnde başlar sonra eylemle tamamlanır. Kişinin bedensel sağlık gibi somut bir alanda harcadığı çabaları
3 gurupta toplamak olası olur: Vizyon/hedef, tutum/inanç ve eylem. Bunları beden gelişimi için spor yapan kişilerde gözlemek olasıdır ve sağdaki şeklin üst
kısmında da verilidirler. Benzer durum zihin sağlığı için de geçerlidir.
Şimdi bunların her birini sırayla inceleyelim:
1. Vizyon / hedef
Akıl sağlıklarını geliştirme üzerinde çalışan bireylerin, üzerinde çalıştıkları bir veya daha fazla zihinsel / psikolojik / bilişsel hedefleri vardır. Burada
bunların ayrıntıları gerekmiyorlar.
Basitçe ele alındıklarında bu hedefler, günlükten (örneğin, şu anki derecemde daha iyisini yapmak) olabilirin en iyisi (örneğin, gelecekte olmak istediğim
duruma yönelik bir vizyonum var) arasında değişirler.
Akıl sağlığı eğitimi ile tutarlı faaliyetlerde bulunanlar (örneğin düzenli meditasyon yapanlar, tarikatlar, dernekler vb. ile bağları olanlar) tipik olarak
neden böyle yaptıklarını açıklayabilirler. Bundan ne elde etmek istediklerine dair bazı hisleri vardır. Kendileri üzerinde çalışmaya devam etmeleri için onları
neyin motive ettiğini size söyleyebilirler.
Hedef açık olarak görülemese bile genelde kendileri üzerinde gördükleri bir eksiklği tamamlayıp daha sağlıklı bir zihin düzeyine erişmek isterler. Hedefin
açıklık kazanması genel bilgi değildir ve birey ile ilitilidir, ama birey hedeflerini bilmelidir.
2. Tutum / inançlar
Davranışınız, kendinizi, diğer insanları ve genel olarak dünyayı nasıl gördüğünüzün bir işlevidir. Bu nedenle, psikolojik gelişime yönelik tutumlarınız,
zihinsel formunuzla ilgilenip ilgilenmediğinizi ve / veya üzerinde çalışıp çalışmadığınızı etkileyecektir.
Akıl sağlığının geliştirilmesi eğitimiyle başarılı bir şekilde ilgilenmek için gerekli olan, bir kısmı aşağıda sıralı, burada öznel anlatımlı, bir dizi temel
inanç / tutum düşünülebilir:
* Kendinizi, ruh halinizin, kişiliğinizin ve yeteneklerinizin yönlerini değiştirmek ve iyileştirmek için yer olan "devam eden bir çalışma" olarak görürsünüz.
* Psikolojik büyümenin (örneğin, düşünme ve hissetme şeklinizde iyileştirmeler yapmanın) mümkün ve arzu edilir olduğuna inanırsınız.
*Zihinsel sağlık ve esenlik ile ilgili bilgi ve becerileri toplamaya ve uygulamaya odaklanarak öğrenme isteğiniz olur.
Bu inançları / tutumları ilk kez dile getirilmeye başladığında, kişi "devam eden bir çalışma" olduğunu düşünebilir. Bunun özeleştirel okuması "Yeterince iyi
değilim" dir. Bunun daha motive edici okuması, "Kullanılmamış bir potansiyele sahibim" dir. İnsan yaşamı düğüm düğüm dokunan bir halıya benzer. Her insan da
son düğümü attığında halının güzel görülmesini ister.
Eylem
Düzenli sporcular hedeflerini, bilgilerini ve niyetlerini eyleme dönüştürmede ve ardından bu eylemin istedikleri sonuçlara yol açıp açmadığını izlemek de
gereklidir. Burada uygulanması gereken döngü planla->uygulamada denetle->düzenle ve en iyi duruma getir döngüsüdür.
Zihinsel elişmede de durum aynıdır. Davranış ve sonuçları görüp yeniden planı geliştirerek bilinçli davranış sonuca eriştirir.
Tabii elde edilen kazanımların kounmaları da gereklidir ve şeklin alt yarısı bu edime yönelik önerileri göstermektedir.
|
|
|
Ruh sağlığı koşulları için risk faktörleri üzerine eğilindiğinde yaşı, cinsiyeti, geliri veya etnik kökeni ne olursa olsun
herkesin akıl sağlığı bozukluğu geliştirme riski vardır. ABD'de ve gelişmiş dünya ülkelerinin çoğunda zihinsel bozukluklar, engelliliğin önde gelen nedenlerinden
biridir. Güncel gelişmeler de giderek akıl sağlığını daha olumsuz etkiler nitelik kazanmışlardır.
Sosyal ve finansal koşullar, biyolojik faktörler ve yaşam tarzı seçimleri bir kişinin ruh sağlığını şekillendirebilir. Akıl sağlığı bozukluğu olan insanların
büyük bir kısmında aynı anda birden fazla durum vardır. İyi bir akıl sağlığının hassas bir faktör dengesine bağlı olduğunu ve yaşamın çeşitli unsurlarının ve
genel olarak dünyanın olumsuz gidişatının hastalıklara katkıda bulunmak için birlikte çalışabileceğini unutmamak önemlidir.
Sürekli sosyal ve ekonomik baskı ve sınırlı mali imkanlara sahip olmak veya marjinalize edilmiş veya zulüm gören bir etnik gruba ait olmak gibi faktörler akıl
sağlığı bozulmalarına katkıda bulunabilirler.
Daha genelde ruh sağlığı bozukluklarını etkileyen değiştirilebilir faktörler şunları içerirler:
Yerel bölgede iş olup olmaması gibi sosyo-ekonomik koşullar.
Meslek.
Kişinin sosyal etkinlklere katılım düzeyi.
EÄŸitim.
Konut kalitesi.
Değiştirilemez faktörler ise şunları içerirler:
Cinsiyet.
YaÅŸ.
Etnik köken.
Biyolojik faktörler.
NIMH bazı genler ve gen varyantları bir kişiyi daha yüksek risk altına soktuğundan genetik aile geçmişinin zihinsel sağlık koşullarında bozulma olasılığını
artırabileceğini öne sürüyor. Bununla birlikte, diğer birçok faktör bu bozuklukların gelişmesine katkıda bulunur.
Depresyon veya şizofreni gibi bir akıl sağlığı bozukluğuyla bağlantılı bir gene sahip olmak, bir rahatsızlığın gelişeceğini garanti etmez. Aynı şekilde, ilgili
genleri olmayan veya aile geçmişinde akıl hastalığı olmayan kişilerde de akıl sağlığı sorunları olabilir.
Stres, depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık koşulları, kanser, diyabet ve kronik ağrı gibi altta yatan, yaşamı değiştiren fiziksel sağlık sorunları
nedeniyle geliÅŸebilirler.
|
|